
Bundan birkaç ay önce, Alien Breed 2: Assault ile karşınıza çıkmıştım hatırlarsanız. O oyun hakkındaki görüşlerim, yıllar öncesinin Alien Breed’ini yeniden hayata döndüren Alien Breed: Evolution’dan pek de farklı olmamasıyla ilgili detaylardan oluşuyordu. Şu anda önümde Alien Breed 3: Descent duruyor; ancak görüşlerim hala değişmiş değil. Team17, serinin bir üçleme olacağını belirtmişti zaten ki Alien Breed 3: Descent, bu üçlemenin son elemanı olarak karşımızda. Gelin görün ki evrim geçiren Alien Breed, geçirdiği evrimin ötesine geçmemekte ısrarlı. Alien Breed: Evolution’la birlikte başlayan hikaye, bu oyunda kaldığı yerden devam ediyor; hatta fazlaca uzadığını düşündüğüm nihai sonuna kavuşuyor. Dolayısıyla karşınıza çıkacak yegane değişiklik, oyunun hikayesinden başka bir şey değil ki bu da sadece hikayenin sonunu merak edenlere hitap ediyor.
Yıkık dökük bir uzay gemisindeyiz yine. Kahramanımız da aynı isim, yani Theodore J. Conrad. Oyuna başlarken, serinin önceki oyunlarında neler olduğu konusunda kısa bir özet geçiliyor. Daha sonraysa yeni hikayemizin ne tarafa doğru yol alacağını kabaca öğreniyoruz ve maceramız böylece başlıyor. İlk ve ikinci oyunda olduğu gibi sabit bir yön tarifemiz var. Elimizin altındaki radar, nereye gideceğimizi söylüyor ve tıpış tıpış oraya doğru gidiyoruz. Bir kapı açılmamakta ısrar mı ediyor? Geçmemiz gereken bir koridor tıkanmış vaziyette mi? Sevgili Conrad’ımız, bu tarz sorunlar için yine hazır ve nazır. Anlayacağınız, bir o tarafa, bir bu tarafa koşturup duruyoruz yine. Bu esnada karşımıza çıkan uzaylı yaratıkları öldürmeyi de ihmal etmiyoruz tabii ki. Silah repertuarımız da yine aynı. Oyunun ilerleyen aşamalarında karşımıza çıkan birkaç değişik silah haricinde genel çerçeve; makineli tüfek, pompalı tüfek ve benzeri silahlardan oluşuyor.
Sürekli “Her şey aynı!” demekten sıkıldım şu anda ama oyunun anlatmaya değecek farklı bir yönü de yok açıkçası. Karşımıza çıkan uzaylı yaratıklar da aynı. İrili ufaklı bir ordu böcekle karşılaşacaksınız yine. Karşınıza “Böeeeğğğ!” diye fırlayacaklar sağdan soldan ve sizi korkutmaya çalışacaklar. Sıktığınız kurşunlara yine başarısız bir şekilde tepki verecekler. Mesela en iri yaratıklar, birkaç kurşunla ölecekleri için her kurşunda bir adım geri sekerek vuruş hissiyatını yansıtacaklar. Yolculuğunuz boyunca karşınıza çıkacak cesetleri ve dolapları da karıştırarak envanter listenizi kabartacaksınız. Ve böylece klasik bir “old school” eğlencesi yaşamış olacaksınız. Aslında Alien Breed 3: Descent’e ve hatta serinin ilk iki oyununa sadece “olds chool” oyuncular katlanabilirler diye düşünüyorum zira oraya buraya koşturmaktan ve deliler gibi sağa sola kurşun yağdırmaktan öte bir şey yok oyunda.
Oyunun co-op eğlencesini sunan birkaç haritası da mevcut. Bu haritalarla üç - beş saat sürecek senaryo macerasından sonra biraz daha eğlenebilirsiniz. Bu arada oyunun sadece PC ve Xbox 360 platformuna özel olduğunu da hatırlatalım. Yani Alien Breed 3: Descent’i sadece Steam veya Xbox Live üzerinden indirip oynama şansına sahipsiniz. Serinin önceki oyunlarında olduğu gibi ucuz bir fiyatla, yani 10$’lık bir fiyatla çıkıyor karşımıza Alien Breed 3: Descent. Bu şartlar karşılığında, bu fiyata rağmen satın almak ister misiniz, bilemiyorum; ancak ilk iki oyunu oynadıysanız ve seriyi tamamlamak istiyorsanız, Steam’in ve Xbox Live’ın kapıları size sonuna kadar açık. Seriyi hiç oynamamış olanlar da değişik bir tat yakalayabilirler Alien Breed 3: Descent ile birlikte. Deminden beri bahsettiğim gibi olayın özü basit: Oraya buraya koştur ve uzaylı böcekleri öldür! Bundan fazlasını bekleyenlerin karşılaşacakları şey, hayal kırıklığından başka bir şey olmayacak, benden söylemesi...
Değişik bir fikri var Alien Breed 3: Descent’in ama aynı fikir, maalesef ki serinin ilk oyunundan beri bizimle. Dolayısıyla oynamadan önce bir kez daha düşünmeniz gerekiyor bu “old school” eğlencesini. Buna rağmen cevabınız olumluysa, Steam’e veya Xbox Live’a bir göz atın.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder